11.05.2008

Yalın-yamalak

Ben

Üç harf: B - E - N

Bu kadar basit görünmesine, ismin (en) yalın haline örnek teşkil etmesine karşın, bundan daha kaotik bir sözcük düşünemiyorum.

Bu yüzden de, “Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?” kıvamındaki sorularla karşılaştığımda, albümlerimdeki yüzlerce fotoğrafı-çantasından Ace şişesi çıkaran Ayşe Teyze misali-bana bu soruyu yönelten kişilerin önüne dökmek isterim; ya da sadece "BEN!" demek...

Beni üzenleri, gülümsetenleri, kıskananları, kıskandıranları, kandıranları, mutlu edenleri, bulutların üstüne uçuranları, acıtanları;

Bana kazık atanları, güvenenleri, yardım edenleri, şüpheyle yaklaşanları, ayakta durmam için destek verenleri;

Bende iz bırakanları, yara açanları, anti-depresan etkisi yaratanları;

Benden bıkanları, kopamayanları, kaçanları…

Senelerin birikimini, tüm çelişkilerimi, hayallerimi, sırlarımı, anılarımı, acılarımı, paylaşımlarımı, kahkahalarımı, suskunluklarımı, yani her "hal"imi barındıran, içi en dolu sözcük: BEN!

Ve bu sadece yalın hali...


P.S. Thanks for the photo Adnrey!

Fotoğraf: http://adnrey.deviantart.com/art/Paint-80224586

3 yorum:

Kitaplikkedisi dedi ki...

ene... arapçası buydu ben'in "ene"

Butterfly dedi ki...

Ne güzel anlatmışsın, karmaşık gibi görünüyor ama aslında gayet yalın olmuş:)

Göz dedi ki...

Yalın gibi görünüyor, ama aslında karmaşık:))

Kimi zaman, yazdıklarımı bir başkasının gözünden görebilmeyi istediğim olur. "Anlatabildiğin aslında karşındakinin anlayabildiği kadardır" meselesi... Ne kadar anlatabildiğimi merak ediyorum bazen. Çoğu zaman da anlatmak için değil, anlamak için yazıyorum. Daha bugün çok sevdiğim birisi bunu bana hatırlattı; "yaz" dedi, "yazarken kendinle konuşmuş oluyorsun."
Zaten kendimi bildim bileli yazarak çalışanlardan olmuşumdur. Sınavlara çalışırken sayfalarca bilgiyi süzgeçten geçirip, kendim için anlamlı bir "öz" çıkarmadan ders çalışamazdım. Şimdi de bir farkı yok. Blog, space, öykü atölyesi... Yazdıklarımın tümü hayatın sınavları için hazırladığım kopyalar...